21 Ocak 2013 Pazartesi

Kışı Beklerken


  Bir çok yerde kış tüm şiddetiyle yaşanırken yaşadığım şehir tam bir sonbahar havasına büründü. Oysa bir kış şehridir burası. Bol kar yağışlı kışların ardından sadece yağmurlu bir ocak ayını yaşamak açıkçası beni biraz endişelendiriyor. Mevsim değişikliklerinin etkisi olabileceği geliyor aklıma. Hele bir de gündem yoğunluğunun arasına sıkıştırılan "Yaz ayları çok sıcak olacak. Kuraklık bekleniyor" gibi haberlere kulak tıkamak mümkün değil. Kış böyle ise yaz nasıl olur diye düşünmeden edemiyorum. 

    Dünya ve insanlığın geleceğiyle ilgili kurulan senaryolar genelde kötümserdir. Ya robotlar dünyayı ele geçirmiş ve insanlar sadece pil olmuş. Ya da teknoloji ve üretim son bulmuş, her yerde savaş ve insanlık tam anlamıyla ölüm kalım mücadelesi içerisinde. Kurgu ne olursa olsun gelecek öngörülerinde insanlık için pek de parlak bir hayat hayal edilemiyor anlaşılan. Doğa olayları, çevre kirliliği, tüm olumsuz etkilerine rağmen çevreye duyarsız geliştirilen teknoloji ve üretim yöntemleri bu senaryolara ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Sağlıklı ve mutlu insanların olduğu, dünyanın barış içerisinde yaşadığı bir gelecek öngörüsünde bulunmak biraz ütopik kalıyor bu durumda. 
    Oysa dünyanın geleceği için kötü beklentiler içinde olan biz insanoğlu kendi geleceğimizi hep mutlu hayal ederiz. Şu an bulunduğumuz durumdan daha iyi olmak için çalışır  çabalarız. Peki, biz de dünyanın bir parçası olduğumuza göre geleceğimiz onunki ile paralellik göstermeyecek mi? O kirlenir ve zorlanırken biz nasıl mutlu olacağız? Çocuklarımız şimdiden bizden daha sağlıksız yiyeceklerle besleniyor bile. Evet, gelişen her şey de insan yararı göz ediliyor. Çok da iyi ediliyor. Parçası olduğumuz gezegen ne olacak? Bu kirlilik son bulacak mı? Balık türleri korunabilecek mi? Daha az plastik kullanabilecek miyiz? Üretim ve tüketim çevreci olabilecek mi?
     Sevgili Dünya, sana yaptığımız tüm kötülüklere rağmen tüm yaradılış güzelliklerinle bize yuva olduğun için teşekkürler. Kirlenmeye engel olamadığım için, daha az kağıt ve su kullanamadığım için, daha küçük bir evde yaşayamadığım için, teknolojik ürünlerden asla vazgeçemeyeceğim için ve küresel ısınmayı engelleyemediğim için senden özür dilerim. 
      Sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Sevgiler.

1 yorum :

  1. aah o kaygılar bende de mevcut.şimdiden martta nisanda havanın 28 29 olacağını söylüyorum.hatta bir arkadaşım ne güzel dedi.neresi güzel diye çıkıştım.ekinler,ağaçlar herşey ne hale gelecek bir düşün dedim.çocuklarımıza emanet edecek bir dünyadan bahsedip duruyoruz ama devraldığımız mirası hababam tırtıklıyoruz.çocuklarımıza ne kalacak ve onların çocuklarına ve insanlığa...

    YanıtlaSil